1 Mart 2007 Perşembe

YANDIM Kİ NE YANDIM...


Ben bu filmi herkes anlattım. İlk fırsatta anlattım, ellerim havada, gözlerim parlayarak ve herkes anladı. Gözlerim öyle bir parlamış olmalı ki, herkesin yüzünde bir gülümseme ve şaşkınlık kaldı. Bakalım yazıda da aynı başarıyı yakalayabilecek miyim ?
Film 1918'de İstanbul delikanlısı bir külhan ile başlıyor. Devlet, politika işlerine karışmayan arkadaşımız: Kenan İmirzalıoğlu. Yazı Tura'da tam not verirken, yönetmen Uğur Yücel'in etkisi vardır diye düşünmüştüm. Ama bu filmden sonra anladım ki, bu eleman olmuş. Oyunculuksa oyunculuk, ve Türkiye'de yapılabilecek en doğru şeçim yapılmış. Siz de onunla beraber gülüyor, onunla beraber yaralanıyor ve onunla beraber şaşırıyorsunuz. Kadın oyuncusu ise tam bir fiyasko, ucuza maletmek adına kiralanmış bir güzel kadın portresinden öte değil. Halbuki, buraya bir Nurgül Yeşilçay veya Başak Yerlikaya nasıl güzel gidermiş. Duyguyu verebilecek bir güzel kadın simasına hasret kaldık filimde. Bizim delikanlı, nasıl güzel oturmuş karakterine, nasıl olmuş anlatmam. Uzun zamandır hiç bir filmde kendimi kaybedip, ışıklar sönünce hayata dönmemiştim. Bunları hale hissediyor olmam, bir sorun olmadığını, olanın ise çekilen filmlerden olduğunu gösteriyor. Filmin etkisi halen devam ediyor, gözlerimi kapayınca bir külhan nasıldır, İstanbul delikanlısı nedir ? O bildiğimiz, nostaljik olan bordo fes nasıl takılır ? Osmanlı tokatı nedir ? Nasıldır ? Bildiğimizi düşündüğümüz bütün kavramlar şekillerle örnek verilerek gösteriliyor. Yüce Mevlam beni yanlış zamanda göndermiş desem, Kenan'ı kaçırmış olacağım. İki arada bir deredeyim. Değinmeden geçilemeyecek bir karakter ise Mustafa Kemal. Evet henüz Atatürk değil ve yapılan makyaj, yüz ifadeleri bence olması gereken gibiydi. İlk gördüğümde önce hayrete düştüm, sonra elimde olmadan takdir ettim. Gerçekten çok emek verilmiş.


Sizde Osmanlı hayranlığı varsa, padişah-sultan ve salsanatı merak edenlerdenseniz, saray ziayretlerinde gözlerinizi kapatıp eski zamanları düşünenlerdenseniz, size güzel bir seda bırakacaktır.


Filmin bir diğer etkisi ise liseden bu zamana hayranlık duymadığımdır. Evet tekrar bir karşı cinse hayran olabildim. Bunu tekrar hissettirdiği için Kenan İmirzalıoğlu'na teşekür etmek farz oldu. Hani o zamanlarda posterini alıp asmak istersiniz, duvarı mahvettiği için izin vermezlerdi ya... Neredeyse asacağım posterini. İnternette biraz aradık taradık tabi bu kadar ilgiden sonra. Arkadaş Best Model yarışması ile gündeme geliyor. Deliyürek ile kalplere taht kuruyor ve gerisi zaten geliyor. Yaklaşık her film, dizide adil, delikanlı ve haksızlığa karşı tavırları öyle çok sinmişki, sanki gerçekte öyle sanıyorsunuz. Ama yorumlar ve tanıyanlar öyle demiyor. Mesela artist olacağım, manken olacağım diye eğitimini bırakmamış.Karı kız ile televole piyasaasına girmemiş. Vizyon sahibi olmasında bence bununda büyük bir etkisi var. Ekşi sözlükte bir kaç arkadaş Kenan İmirzalıoğlu ile ilgili düşünce ve duygularıma tercüman olmuş. İçlerinden en beğendiğim ile yazmayı bırakıyorum, daha gidip salyalarımı sileceğim :))
" Ve Allah erkeği yarattı ... "


NİSAN

Hiç yorum yok: