2 Mart 2007 Cuma

MECNUNUM LEYLAMI GÖRDÜM...

Ne zaman anlamayan gözlerle baksa karşıdaki, hemen bir örneğe sarılıyoruz. Bildiğimiz kelimeler iki kişi arasında bile aynı anlama gelmiyor. Hal böyle iken bile biz birbirimizle anlaşıyoruz, beraber yaşıyoruz, arasıra kafa göz kırılıyor ama olsun o kadar ! Ve yine yıllar varki, hemen bir hikaye giriyor tasvire, bir masal giriyor... Üzerinde düşünmesi daha kolay olan, akla karanın daha baştan biraz belli olduğu. Bu istek ve beklenti içindeyken okumuştum "Leyla ile Mecnunun" hikayesini. Daha doğrusu "Leyla ile Kays'ın" hikayesini. Mecnun, Leyla'nın aşkından divane olduktan sonra takılmış bir lakaptır. Her masal güzel biter diye başladığım bu masal hiç de öyle bitmemişti.


Fuzuli'nin mesnevisinde tüm detayları ile anlatılan bu güzel masal, beklenen gibi olmamıştı işte. Bana hep anlatılanlar gibi değildi, bir terslik vardı. Öyle olmasa aklımda kalır mıydı ? Sanmam. Nasıl sonu mutlu filmlerin adını bilmiyorsam, bu masalı da bilmez ama hayal meyal hatırlardım. Bunu hiç unutmadım. Her filmin sonunda bir yanım kavuşacaklar derken, diğer yanım Leyla dedi, Mecnun dedi.





Aradan yıllar geçti. Atlas dergisinin bir sayısında Leyli Çölünün fotoğrafını koymuşlardı. Hayalini kurduğum çöl bu değildi, aslında burası çöl müydü ? Uzun süre bunun şokunu atlatamadım. Bu hikaye bildiğim herşeyi yıkıyordu. Ama herşeyi... Atlas dergisi yayıncıları yine yapacaklarını yaptılar ve 2007 takviminin Ekim ayı fotoğrafını da şu an Afganistan sınırları içerisinde bulunan Leyli Çölünğn fotoğrafı olarak seçtiler. Şimdi siz karar verin ? Burası çöl mü? Bu anlatılanlar masal mı ? Birşeyler biraz ters değil mi ?
NİSAN

Hiç yorum yok: